Haber

Bakırhan: Kazanacağımız 32 bölgeye kaçak seçmen yerleştirdiler

DEM Partisi Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin haftalık küme toplantısında açıklamalarda bulundu.

DEM Partisi’nin İBB adaylarına ilişkin konuşan Bakırhan, “Biz laf olsun diye değil, kazansınlar diye aday gösterdik. İki arkadaşımız boşuna aday gösterilmedi.”

32 seçim bölgesinde ‘kaçak seçmen’ tespit ettiklerini belirten Bakırhan, “Kazanacağımız yerlerde milimetrik hesaplamalar yaptılar.”

Kürt sorununun çözümü konusunda hem hükümeti hem de muhalefeti eleştiren Bakırhan, “Ankara’da kurt, Amed’de Kürt oluyorlar.”

Bakırhan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

Ülkemizde günlerdir seçimler tartışılıyor ama basını takip ettiğimizde sanki seçimlere sadece DEM Partisi katılacakmış gibi tartışılıyor. Biz genel seçimlerde ana muhalefet partisi olmaya aday bir parti olduğumuz için bizi tartışmaları çok normal. Yerel seçimlerde kilit konumdayız. Her gün konuşan herkes DEM Partisi’nden bahsediyor ama tabii bizden kimse yok, bizim adımıza konuşuyorlar. DEM Partisi’nin bağımsız ve demokratik tercihlerini sorgulamaya çalışıyorlar. Bize tuzak kurmaya, bir çizgi çizmeye çalışıyorlar. Yıllardır milletin işaret ettiği yolda yürüdüğümüzü bilmiyorlar. Yürümeye devam edeceğiz. Bunların bizim için hiçbir anlamı yok.

DEM Partisi’ni bir siyasi partiden ziyade oy bankası olarak görenlerin kulaklarını dikkatli açması gerekiyor, neden üçüncü yolu kararlılıkla savunduğumuzu anlatmaya çalışacağız.

‘BİR OYUN OYNANIYOR’ 31 Mart’ta Türkiye’yi DEM’in renklerine boyayacağımıza emin olabilirsiniz. Türkiye’de iktidar ve muhalefetin başrolde olduğu bir oyun oynanıyor. İnsanlara gerçek sorunlarını unutturmaya çalışıyorlar. İnsanlar bayat ekmek için kuyruklarda yaşam mücadelesi veriyor, gençler göç yollarında gelecek arıyor, emekliler her gün aç kalıyor. Dünyanın hiçbir yerinde işçiler işverenlerden daha fazla vergi ödemiyor. Türkiye’de işçiler işverenlerden daha fazla vergi ödüyor. Yolsuzluk ve hırsızlık her yerde kol geziyor. İnsanlar biraz çorba yerine karton bardaklarda yarım çay almak zorunda kaldı. Sadece yarım bardak karton çay alabileceğiniz bir ülke yaratanlara lanet olsun.

‘AGDEMLERİ FARKLI’: Geçtiğimiz hafta eşbaşkanımız, milletvekillerimiz ve parti yöneticilerimizle birlikte deprem bölgesini ziyaret ettik. Deprem gününe benzer bir tablo vardı. Hala ağlayan annelerimiz, kardeşlerimiz var. Cesetlerini arayan insanlarla karşılaştık. Ciddi bir umutsuzluk var. Öte yandan ülkenin gündemi seçim olduğunda, kendilerine muhalif diyen ama iktidara hizmet etmekten başka bir amacı olmayan tatlı su muhaliflerinin açık açık depremzedeler hakkında konuştuğunu göremezsiniz. Onların gündemi farklı. Yıkılan binalarla ilgili davalar neden görmezden gelindi? Bu sorular yorumcuların gündeminde değil.

Onların tek derdi siyaset tasarlayarak kâr ve kâr elde etmektir. Sözde muhalif yazarlar ortalıkta dolaşıp DEM Partisi’ne hakaret ediyor. Kürt halkının yasal temsilcileri rehin alınıyor, belediyelerine kayyımlar atanıyor ama hala ses çıkan yok.

Başta İstanbul olmak üzere her yerde adaylarımızı duyurduk. Aynı zamanda büyük bir heyecan da yarattı. Açıklamanın hemen ardından zihin aç insanların çantasındakilerin alev aldığına şahit olduk. Köşelerindeki ekranlarda kalitesiz davranışlar sergilediler. Onlara diyoruz ki: Artışlar, hak gaspları, yolsuzluklar, kayyumlar, kaçak seçmenler, Kürt sorununun çözümsüzlüğü ile ilgili tek bir cümle duydunuz mu? Hayır duymadık çünkü onların derdi hükümet ve ana muhalefetle birlikte Kürt halkını yeniden sömürge olarak yönetmektir.

Oy verme hakkınız var diyorlar ama onu istediğimiz adaya verin. İktidar tarafı da diyor ki siz Kürtsünüz ama haklarınız yok, eşitiz, kardeşiz ama haklarınız yok. Bu sömürgeci zihniyeti reddediyoruz. Kürt halkı bir yüzyıl daha sömürge olarak yönetilmeyecektir.

‘KÜRT HALKI SİYASETİN ÖZNESİDİR’: Maaşlarını güçlü kulüplerinden alan DEM Partisi’ne ve Kürt halkına bir rota çizmeye çalışıyorlar. Bunlara göre Kürt halkı yetersizdir. Bu yorumları yapanlar şunu bilmelidir ki DEM Partisi ve Kürt halkı bu ülkenin en siyasi tecrübesine sahip parti üyeleridir. Seçimde kendi gücümüze ve yetkinliğimize güveniyoruz. DEM Partisi ve Kürt halkı Türkiye’de siyasetin öznesidir. Aday olursak ‘talimat aldı’ diyorlar; yapmazsak yine ‘talimat aldı’ diyorlar. Ancak talimatı camdan saraylardan değil halktan aldığımızı çok iyi biliyorlar. Bu oyuna son vereceğiz. Tıpkı yoldaki bir yolcu gibisin.

Klavyeciler DEM Partisi’ni düzen partileriyle karıştırmasınlar. Bizi rahat odalarında klavye başında eleştirenlerle karıştırmasınlar. Attığımız her adımın bir bedeli var.

‘BİZ BU ŞEKİLDE ADAY VERMEDİK’: Adaylarımızı belirleyeceğimiz son aşamaya bugün ve yarın ulaşacağız. İstanbul eşbaşkan adaylarımızı açıkladık. Türkiye’nin kalbi İstanbul’da atıyor. İki arkadaşımıza bu şekilde gösterilmedi. Biri Edip Solmaz geleneğinden, diğeri ise Terzi Fikri geleneğinden geliyor. Her iki arkadaşımız da bu yolları İstanbul’a taşıyacak bilgi ve donanıma sahip. Arkadaşlarımızın İstanbul’da çok güzel işler yapacağına inanıyorum. Yerel yönetimleri DEM ile buluşturalım, şehirlerimizi ve doğamızı rant ve yağmadan kurtaralım.

‘DEVLET BAŞKANI NAMAZDA, AKLI ALDANDI’: Kayyumluk ve ayrımcılık Kürt halkına yönelik 100 yıllık politikalardır. Erdoğan, ‘Belediyelerde renge bakmadık’ diyor. Evet baktınız, Kürtlerin iradesine göre kayyım atadınız. Kayyım atadığınız illerde milli irade hırsızlığı yok mu? Şimdi de kaçak seçmenle halkın iradesini yok etmeye çalışıyorlar. Kazanacağımız 32 ilçeye kaçak seçmenleri ve kolluk kuvvetlerini kaydırıyorlar. Milimetrik hesaplamalar yaptılar. Hükümetin başı seccadenin üzerinde, aklı aldanışta.

Diyarbakır’da da utanmadan ‘Yol açın, sorunlarınızı çözelim’ diyorlar. Ankara’da kurt, Amed’de Kürt oluyorlar. Kürt halkının yaşadığı şehirlerde yol yapmayan, çöp toplamayan AKP’li belediyelerin ışıklarını söndüreceğiz, hepsini emekliye ayıracağız.

Hükümet Kürt sorununu çözmek için adım attı, biz buna karşı çıktık. Adres konusunda sıkıntı yaşıyorlar. Analizin adresi; İmralı Adası, Bursa Karacabey’deki Susurluk Çayı ağzının hemen ötesindedir.

‘KİMSE BUNU MÜZAKERE OLARAK DÜŞÜNMEMELİ’: Kürt sorununun çözümüne gelince herkesle görüşüyoruz. Kürt meselesi seçimlerden daha önemlidir. Yetkililerden ve belediyelerden daha değerlidir. Kürt sorununu çözmek isteyen iradeyi engellemeye değil, desteklemeye her zaman açığız. Aday açıklamamızı kimse pazarlık olarak algılamasın. Bu ödenen fiyatlara hakarettir. Fiyat politikası yapıyoruz. Hem iktidara hem de muhalefete çağrıda bulunuyoruz. Eğer bir vasiyetiniz varsa, vasiyetinizi ortaya koyun, işbirliği yapalım.

Çözümsüz bırakılan Kürt sorunu aynı zamanda çözülmüş bir Türkiye’dir. Kürt sorunu çözülmediği sürece Türkiye uçurumun kenarında kalmaya devam edecek. Kürt sorunu devam ettiği sürece emekliler yatağa aç girmeye devam edecek. Bu sorunun çözülmesi hepimizin çıkarınadır. 15 Şubat kumpası vesilesiyle herkesi analize, barışa ve tartışmaya davet ediyorum.

(HABER MERKEZİ)

haberulukisla.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu