İTO Başkanı Avdagiç’ten AB’ye ‘vize’ tepkisi: Kendinize zarar veriyorsunuz
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Avdagiç, iş dünyasının Schengen vizesinde yaşadığı sorunlar konusunda AB yetkililerini eleştirerek, “Avrupalı diplomatlara diyoruz ki, bizim makina talep eden iş adamımızın, ülkelerinize gelmesine fırsat vermiyorsunuz. Sonra Çin makinası alıyorlar diye Çin’den şikayet ediyorsunuz. Kendinize zarar veriyorsunuz.” ifadelerini kullandı.
İTO Başkanı Avdagiç, SIAL Paris Gıda Fuarı’nda aralarında Haber7 Yayın Koordinatörü Fuat Öner’in de bulunduğu gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Avdagiç, vize sorununa yönelik çalışmaların Cumhurbaşkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı öncülüğünde tüm ilgili kurumlarca etkin bir şekilde yürütüldüğünü vurguladı. Bu meselenin devletler arası bir diyalog çerçevesinde çözülebileceğini ifade eden Avdagiç, İstanbul Ticaret Odası olarak iş dünyasının bakış açısını düzenli olarak AB yetkililerine ilettiklerini belirtti. “Vize konusunda makul bir süre içinde olumlu gelişmeler yaşanmasını umuyoruz,” diye ekledi.
“BAŞVURULARDA MÜKERRERLİK VAR”
Avdagiç, Avrupa Birliği’nin üst düzey yetkilileriyle yaptıkları görüşmelerde sürekli tekrar eden bir tutumla karşılaştıklarını belirtti. Görüşmelerde, yetkililerin öncelikle vize başvurularındaki artışa yetişemediklerini söylediklerini, ardından da vize alanların geri dönmeyen sayısının arttığını iddia ettiklerini ifade etti. Ancak bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını kendilerine ilettiklerini vurgulayan Avdagiç, “Siz başvuranlara 1 hafta, 1 ay, 3 ay veya 6 ay gibi kısa süreli vizeler verdiğiniz için, aynı kişiler tekrar başvuru yapmak zorunda kalıyor. Bu nedenle başvuru sayısı artmıyor, yalnızca mükerrer başvurular oluşuyor,” dedi.
“1 HAFTA VE 10 YIL ARASINDA NE FARK VAR”
Avdagiç, AB’nin vize sorununu mülteci meselesine bağlamasının tutarsız ve teknik bir dayanağı olmadığını vurguladı. “Mülteci olarak kalma iddiasını öne sürüyorsunuz, ancak kişiye 1 hafta ya da 10 yıllık vize verdiğinizde ne değişiyor? Eğer kalmak istiyorsa, süre ne olursa olsun kalır. Kısa vize vermenizin bu kararı etkilediği gibi bir teknik gerekçe yok,” diye belirtti.
Avdagiç, İstanbul Ticaret Odası’nın öncelikli olarak dış ticaretle ilgilendiğini ve AB ile bu süreçleri paylaştıklarını ifade etti. Ayrıca, AB’nin hem Çin’in ticari baskısından şikayet ederken hem de Türkiye’deki iş insanlarına kısa süreli veya hiç vize vermeme gibi bahaneler ürettiğini dile getirdi. “Avrupalı diplomatlara, makinaya ihtiyaç duyan iş insanlarımızın ülkelerinize gelmesine izin vermiyorsunuz, sonra da Çin’den mal alıyorlar diye şikayet ediyorsunuz. Bu tutumla kendi çıkarlarınıza zarar veriyorsunuz,” değerlendirmesinde bulundu.
“TÜRKİYE’NİN İHRACATI YÜZDE 5-6 ARTIYORSA, GIDA İHRACATININ 15-16 ARTMASI LAZIM”
Avdagiç, gazetecilere açıklamasında, bugün son günü olan SIAL Paris Gıda Fuarı’na Türkiye’nin rekor sayıda firma ile katılmasının önemli olduğuna dikkati çekti.
İhracatçılar için bu yıl önemli ürünlerimizin rekoltelerinde sorun olacak bir durum oluşmadığını kaydeden Avdagiç, “Bazı seneler hava koşulları, don sebebiyle veya kuraklıktan dolayı mahsulde düşme olabiliyor. Allah’a çok şükür bu sene mesela zeytinde çok ciddi bir rekolte artışı var. Dolayısıyla gıda ihracatına konu olan önemli mahsullerin üretiminde de bir sıkıntı olmaması, bizim fiyatlarımızın da daha makul bir seviyede oluşmasına vesile oluyor” dedi.
“Gıda sektöründe ciddi bir potansiyel olduğu çok açık.” diyen İTO Başkanı Şekib Avdagiç, şunları söyledi:
“Orta Vadeli Plan’da (OVP) 2025, 2026 ve 2027 ile ilgili açıklanan hedefleri var. Gıda sektörü Türkiye’nin ihracat artışından en az 8-10 puan daha yüksek miktarda artış sağlayacak bir sektör. Böyle bir potansiyeli var. Türkiye’nin ihracatı yüzde 5-6 artıyorsa, gıda ihracatının yüzde 15-16 artması lazım. Türkiye’nin gıda ve gıda ürünleri ihraç potansiyeli, konvansiyonel ihracat rakamlarının üzerindedir. Bunu artıracak konuları çalışmamız lazım. Bunun önünü kesen konuları incelememiz ve süratle masadan kaldırmamız lazım. Ben o konuda iyimserim. Gıda ve tarım, Türkiye’nin önü açık sektörlerinden biri. Şunu da söylemem gerekir. Bunu büyük bir keyifle söylüyorum ki Türk gıda endüstrisinin özellikle nitelikli pazarlarda imajı çok iyi, kalitemiz çok iyi.”